MEDYANIN
ROLÜ
İsmail
KARA
Dünyanın her ülkesinde olduğu gibi
ülkemizde de medyanın; siyasal, sosyal ve ekonomik alandaki rolü oldukça
büyüktür.
Yeni bir ürünün gazete ve
televizyonlarda reklamı yapıldığında, nasıl hemen arandığını herkes bilir. Bu
bile piyasayı, dolayısıyla ekonomiyi az çok etkilemektir. Aslında
yine yeni ürünlerin üretim ve pazarlamasından farksız olan moda, medya
üzerinden pazarlar yaratır.
Siyasî kuruluşlar kendi duyuru ve
reklamlarını yapabilmek için medyayı kullanır.
Medyadaki
tanıtımlarıyla amaçlarına ulaşmaya çalışırlar. Onlar için medya bir nevi
silahtır. Muhtelif ülkelerde, bazı zamanlarda bu nedenle siyasal iktidarlarca
medya ele
geçirilerek yandaş yayınlar yaptırılır.
İktidar aleyhine yayın yapan
kuruluşların önü kesilir, maddi ve manevi destekten
yoksun
bırakılmaya çalışılır. Bunun dışında değişik cezalara çarptırılır. Osmanlının
son döneminde Sultan Abdulhamid zamanında padişah aleyhine hiçbir gazete yayın
yapamaz hale getirilmiştir.
Aynı şeyler, son yıllarda ülkemizde de
bir hayli yaşandı.
Oysa ki, medyanın her üyesi, kendini
iyi bir okul olarak algılamalı, toplumsal değerlere saygılı olmak şartıyla; tüm
doğruları yansız bir biçimde duyurabilmelidir.
Büyük Önder Atatürk konuyla ilgili
olarak şunları söylemiştir;
“Gazeteciler gördüklerini,
düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır”.
“Gazeteciler kanunun ve kamunun
yararlarının aksine işlemlere tanık ve bilgi sahibi olduklarında gerekli
yayında bulunmalıdır”.
“Cumhuriyet devrinin kendi zihniyet ve
ahlâkı ile donanmış basınını, yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir”.
“Yayıncılık hiçbir sebeple baskı ve
nüfuza tabi tutulamaz”.
Atatürk’ün bu sözlerinden sonra dünyaca
tanınmış bazı kişilerin sözlerine de değinelim;
“Basın
hürriyeti kalkarsa, vicdan, eğitim, konuşma hürriyetleri de kalkar”.
(Roosevelt)
“Basın
hürriyeti, öteki hürriyetlerin emniyet sübabıdır; diktatör hükümetlerden başka
hiçbir kuvvet onu kısamaz” (George Mason)
“Meclis,
konuşma ve basın hürriyetlerini kısan kanunlar yapamaz” (ABD Anayayası)
Günümüzde
medyanın hemen hemen yaşantımızın her alanına olan etkileri asla küçümsenemez.
Onun için tekrar diyorum ki, medyanın her dalı bir okuldur. Bu okullar, esas
desteğini aldıkları topluma hizmeti gaye edinmelidir.
Hiçbir yayın organı, çıkar amacıyla
şunun bunun maşası-kuklası olmaksızın bulundukları topluma daima ama daima
gerçekleri yansıtmalıdır.
Aksine hareket edenler belki, belli bir
süre için iyi nefes alabilirler. Ama yaptıkları
topluma
büyük bir ihanettir.
İhanet edenler ise (hainlerse),
vakti-saati gelince (er geç) cezasını çekerler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder