21 Ocak 2014 Salı

YAKINMALAR!...

YAKINMALAR TÜKENMİYOR
    İsmail KARA
İnsanlığın evrimine katkıda bulunan sanatçı ve düşünürler, yaşadıkları dönemi ve toplumu zaman zaman acımasızca eleştirmişlerdir.
Aşağıda değineceğimiz eleştiriyi lütfen okuyun!
100 yıl önce ;
Dönemin Osmanlı toplumunu ve basınını eleştiren ve Cevdet Kudret tarafından sadeleştirilen bu metin, Muallim Dergisi’nin 2.cilt 14 sayısında yayımlanmıştır. 1867-1915 yılları arasında yaşayan Tevfik Fikret, bu metni 2 Şubat 1908 tarihinde, günümüzden yaklaşık yüzyıl önce yazmıştır.
Namuslu geçiniyor, alçak yaşıyorlar
“En yakın arkadaşlarımın arasında, sokağa çıplak çıkmış bir adam duygusuyla titriyorum; herkesin vicdanı kapalı, örtülü; yalnız ben çıplak! Herkes hiç olmazsa kıafetlerle -ne diyeyim- mayasını örtüyor; herkes zamanın alçaklık süslerine bürünebiliyor; herkes namuslu geçinerek alçak yaşamanın kolayını buluyor; herkes bu rezalet havasında nefes alabilmek için bir kolaylığa, bir çareye, bir büyüye sahip…İşte kalem namusu, basın namusu, edebiyat namusu…
O da öldü, o da çiğnendi. Gazetesinde bir jurnal sureti basamayanlar artık gazeteci sayılamıyor.
“Bilir misiniz, bu zamanda namus, kılıfını kemirir bir cevherden başka bir şey değil… Size koşuyorum; elbette siz beni anlar, benimle ağlarsınız. 
Bayramın ilk günlerinden beri damarlarımın içinde bir kızgınlık zehiri dolaşıyor, kanımı kemiriyor; burada artık herkesin benden ürktüğünü, kaçmak istediğini görüyorum.
“Herkes edepsizliğe hak veriyor; bana diyorlar ki; zaman haklıdır,akıllıdır; sen budalasın” Allahaşkına siz öyle yapmayın, siz bari deyiniz ki; sen budalasın; fakat zaman haklı, akıllı değildir”.
“Yeisimin derecesini düşünemezsin, kardeşim, kendimi taşlara çarpacağım geliyor. Fakat hani benim yurtsever kanımla kirlenecek bir temiz taş”.
400 yıl önce;
William Shakespeare tarafından yazılan ve Can Yücel’in çevirdiği bu sone Adam Yayınları’nın “Her Boydan” adlı kitabında yayımlanmıştır. 1564-1616 yılları arasında yaşayan Shakespeare, bu sonesinde, yaklaşık 400 yıl önceki İngiliz toplumunu eleştirmektedir.
Ayaklar altında insan onuru
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye eğri çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e,
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.