YAKINMALAR TÜKENMİYOR
İsmail KARA
İnsanlığın evrimine katkıda bulunan sanatçı ve düşünürler,
yaşadıkları dönemi ve toplumu zaman zaman acımasızca eleştirmişlerdir.
Aşağıda
değineceğimiz eleştiriyi lütfen okuyun!
100 yıl önce ;
Dönemin Osmanlı toplumunu ve basınını eleştiren ve Cevdet
Kudret tarafından sadeleştirilen bu metin, Muallim Dergisi’nin 2.cilt 14
sayısında yayımlanmıştır. 1867-1915 yılları arasında yaşayan Tevfik Fikret, bu
metni 2 Şubat 1908 tarihinde, günümüzden yaklaşık yüzyıl önce yazmıştır.
Namuslu geçiniyor, alçak
yaşıyorlar
“En yakın arkadaşlarımın arasında, sokağa çıplak çıkmış bir
adam duygusuyla titriyorum; herkesin vicdanı kapalı, örtülü; yalnız ben çıplak!
Herkes hiç olmazsa kıafetlerle -ne diyeyim- mayasını örtüyor; herkes zamanın
alçaklık süslerine bürünebiliyor; herkes namuslu geçinerek alçak yaşamanın
kolayını buluyor; herkes bu rezalet havasında nefes alabilmek için bir
kolaylığa, bir çareye, bir büyüye sahip…İşte kalem namusu, basın namusu, edebiyat
namusu…
O da öldü, o da çiğnendi. Gazetesinde bir jurnal sureti basamayanlar artık gazeteci sayılamıyor.
O da öldü, o da çiğnendi. Gazetesinde bir jurnal sureti basamayanlar artık gazeteci sayılamıyor.
“Bilir misiniz, bu zamanda namus, kılıfını kemirir bir
cevherden başka bir şey değil… Size koşuyorum; elbette siz beni anlar, benimle
ağlarsınız.
Bayramın ilk günlerinden beri damarlarımın içinde bir kızgınlık zehiri dolaşıyor, kanımı kemiriyor; burada artık herkesin benden ürktüğünü, kaçmak istediğini görüyorum.
Bayramın ilk günlerinden beri damarlarımın içinde bir kızgınlık zehiri dolaşıyor, kanımı kemiriyor; burada artık herkesin benden ürktüğünü, kaçmak istediğini görüyorum.
“Herkes edepsizliğe hak veriyor; bana diyorlar ki; zaman
haklıdır,akıllıdır; sen budalasın” Allahaşkına siz öyle yapmayın, siz bari
deyiniz ki; sen budalasın; fakat zaman haklı, akıllı değildir”.
“Yeisimin derecesini düşünemezsin, kardeşim, kendimi taşlara
çarpacağım geliyor. Fakat hani benim yurtsever kanımla kirlenecek bir temiz
taş”.
400 yıl önce;
William Shakespeare tarafından yazılan ve Can Yücel’in
çevirdiği bu sone Adam Yayınları’nın “Her Boydan” adlı kitabında
yayımlanmıştır. 1564-1616 yılları arasında yaşayan Shakespeare, bu sonesinde,
yaklaşık 400 yıl önceki İngiliz toplumunu eleştirmektedir.
Ayaklar altında insan onuru
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye eğri çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’e,
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.