KADINLARIMIZIN BUGÜNKÜ YERİ
İsmail KARA
Ulu Önder Atatürk; ”Kadınlarımız
erkeklerden daha çok aydın, daha çok kültürlü, daha fazla bilgili olmaya
mecburdurlar. Eğer gerçekten milletin anası olmak istiyorlarsa böyle
olmalıdırlar” demiştir.
Dünyada ilk defa kadınlara seçme ve
seçilme özgürlüğü, yine Atatürk zamanında yasal hale getirilmiştir. Nitekim 1935 de yapılan milletvekili
seçimlerinde TBMM’ne ilk defa 18 kadın
milletvekili seçilmiştir. Toplam vekil sayısı ise 395’di.
Daha sonraki bazı seçimlerde TBMM’ne
3-4 kadın milletvekilinin girdiği dönemler de olmuştur. 1950 ve 1961
seçimlerinde 3’er, 1954 ve 1977 seçimlerinde 4’er kadın milletvekili
seçilmiştir.
2011 seçimlerinde milletvekili sayısı 550 dir ve 78’i kadındır. Bu sayı
üstelik , geçmişte yapılan diğer seçimlere göre bir rekordur. Kadınlarımızın
siyasal alandaki yerinde 1935 lerden bu yana önemli bir değişiklik olmamıştır.
Nitekim,” 2010 Birleşmiş Milletler ve Parlamentolar Arası Birlik Raporu” na
göre Türkiye, kadınların meclislerdeki milletvekili
olarak temsili sıralamasında 187 ülke içinde 109.sıradadır.
Dünya ülkeleri içinde ilk defa
Türkiye’de 1934 yılında kadınlara
seçme ve seçilme özgürlüğü verilecek, hem de bugün en gerilerde yer
alacaksınız. Aykırı bir durum…
Diğer alanlarda da kadınlarımıza
lâyık oldukları değer verilmemiş (kadınlarımızın daha çok aydın, daha çok
kültürlü, daha fazla bilgili olmaları sağlanmamış), üstelik engellenmişlerdir. “Kız evlat değil mi okuyup da ne olacak”
şeklindeki zihniyetlerin önüne geçilememiştir.
İş hayatımız açısından konuya
bakarsak, kadın girişimci ve işletmeci sayısı da oldukça azdır.
Ulu Önder Atatürk’ün bir başka sözü
de şöyledir; “Türk kadını cesurdur,
gözüpektir. Hiçbir özellikte erkekten ayrı değildir”.
Bence Türk erkeği, kadınını iyi
tanımamış; ona lâyık olduğu değeri vermemiştir. Kadını adeta çocuk doğurma, ev
ve tarla işleri robotu gibi değerlendirmiştir. Kadının toplumsal ve sosyal
hayattaki yerine genellikle hor bakmış, küçümsemiştir. “Saçı uzun, aklı kısa ne
anlar?” gibi yakıştırmada bulunmuştur.
Dünyaca ünlü yazar Shakespeare (1564-1616)
ise yaşadığı ta o devirde; “Bütün kadınlar bir dereceye kadar
muhayyileleriyle şair, kalpleriyle melek, kafalarıyla diplomattır” demiştir. Fakat, bir atasözümüz var ya
hani; “Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az”.
Aynaya
böyle kısaca baktığımızda, kadınlarımızın bugünkü yerinin iç açıcı olduğunu
söylemek mümkün değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder