14 Nisan 2012 Cumartesi

"fanatik olmak"!...

NE GELDİYSE BAŞIMIZA
FANATİK OLMAKTAN GELDİ

“Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen sonuç; cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır”. Eflatun

Şimdiye kadar başımıza ne geldiyse, “fanatik” olmaktan geldi. Yandaşı olduğumuz, tuttuğumuz kişi, grup ve partilere; tüm hata, kusur ve hatta ihanetlerine rağmen hep destek olduk. Araştırmadık, bilmedik ve gördüğümüzü de görmezden geldik. Cahil kaldık.
“Aydın insan; yargılar ve sonuca varır. Cahil, yobaz insan; duyar, görür ve hükme varır”.
Oysa ki insanı,hayvanlardan ayıran en önemli faktör; “düşünme” yetisine sahip olmasıdır.
Bir başka deyişle mantığı olmasıdır. Mantık, bildiğiniz üzere doğru düşünme sanatıdır. Biz,
bu sanatı, bu yeteneği pek kullanmadık. Hatta okumaktan, araştırmaktan, bilgilenmekten ve doğru düşünmekten adeta kaçındık. Aydınlanamadık. Gerçek aydınlarımız ise, sahip çıkma-ları gereken kutsal değerlerimize yeterince sahip çıkmadılar. Asıl yapılması gerekeni yapmaktan kaçındılar. Eflatun’un dediği gibi siyasetle de ilgilenmediler.
*
Ülkenin ve devletin yönetimi ehil ellerden uzak kaldı.
Bu ve benzeri durumlardan dolayı, ülkemizde bazı siyasi dalgalanmalar oldu. Milletçe karanlık günler yaşadık. Geçmişle ilgili detaya girmeyeceğim. Bu kez daha da karanlık günlere doğru hızla yol alıyoruz.
Geçenlerde ünlü gazeteci yazar Altemur Kılıç bir yazısında şu sözlere yer veriyordu; “Büyük Türk Milletinin temsilcileri bu gün, her günkünden daha elim ve daha vahim durumda Cumhuriyetimizi kayalıklara doğru sürüklemektedirler”.
Kılıç, aynı yazısında; “Ne acıdır ki; daha ziyade kimsesizlerin kimsesi olan devletimiz ve Cumhuriyetimiz açık bütçelerle, israflarla, ehliyetsiz siyasetçilerle yönetildiğinden sömürgecilerin sömürdükleri mal ve mülkleri koruyan bir aygıta dönüşmüştür” diyerek vahametin başka bir boyutunu da dile getiriyordu.
*
Şair Neyzen Tevfik(1879-1953) bir dörtlüğünde;
“Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır” demiş. Neyzen’e sanırım katılmak zorundayız. Bilim ve teknikteki ilerlemelere rağmen, insanların “insanî” olmayan davranışlarındaki gelişme de ters orantıyla yükseliyor. Yalnız Türkiye’de değil, dünyada olanlar bunun aynasıdır.
*
Biz kendi kişisel çıkarlarımız için olumsuzluklar karşısında, ses çıkarmayalım, susalım. Koyun olalım, tavuk toplum olalım. Sustukça başımıza daha beter şeylerin geleceğini hiç düşünmeyelim.“Ne me lâzım” deyip geçelim, her zamanki gibi… Bu arada şair Abdullah Çağlayan’a da kulak verelim;

Bir soğan soyarken yaşarırda gözler,
Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler.
Hayâdan eser yoktur, nafile bütün sözler.
Beyhude inat etme, salla hemen başını,
Gerdan kır belini bük, al gitsin maaşını…
*
Karozan, İsmail KARA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder