19 Mayıs 2012 Cumartesi

Bağımsızlık

BAĞIMSIZLIK
---“Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir” Atatürk
   Bağımsızlık; bu toplumlar için çok önemli bir durumdur ve Atatürk ilkeleri içinde de en önde gelen bir ilkedir. Kurtuluş Savaşımız da bu önemli ilkenin gerçekleştirilmesi için yapılmış ve zafere ulaşılmıştır. Türk milletinin onurlu bir millet olarak yaşaması ancak; hürriyet ve bağımsızlığa sahip olmasıyla sağlanabilirdi. Ulu önder Atatürk işte bu anlayışla “Ya istiklâl ya ölüm” demiştir.
    Tam bağımsızlık, Atatürk’ün anlatımı ile “siyasî, malî, iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve serbestlik demektir. Bunların her hangi birinde bağımsızlıktan mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek mânasıyla bütün bağımsızlıktan mahrumiyetini ifade eder”. Bağımsız devletlerdir ki, memleketlerinin iç ve dış siyasetlerini, yabancıların karışmasına imkân vermeden yürütebilirler. Dışa bağımlı devletler için böyle bir serbestlik söz konusu olamaz.
     Atatürk, Türk bağımsızlık mücadelesinde, bu ilkenin önemini şu sözleriyle belirtmiştir;
“Bağımsızlık tehlikeye düştüğü zaman onu, bütün mânasıyla koruyabilmek, gerekirse son ferdinin son damla kanını akıtarak, insanlık tarihini şanlı bir örnekle süslemek! İşte bağımsızlık ile hürriyetin gerçek mahiyetini, geniş mânasını, yüksek kıymetini vicdanında kavramış milletler için temel ve ölmez prensip…”.
     Bağımsızlıktan mahrum milletler, ne kadar zengin ve ne kadar refah içinde olursa olsunlar
zaman zaman uşak muamelesi görebilirler.
     Yabancı bir devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti, beceriksizlik ve miskinliği kabul etmekten başka bir şey değildir.
     Bir sözünde der ki; “Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayanak noktası millî egemenliktir”.
     Bağımsız kalabilmenin şartlarından biri, hiç şüphesiz ki ekonomik yönden de güçlü olmaktır. İzmir’de “İktisat Kongreleri” de düzenleyen Ulu Önder; “Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, bağımsız, daima kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir. Türkiye bu kalkınmada, iki büyük güç dizisine dayanmaktadır; Toprağının iklimleri, zenginlikleri ve başlı başına  bir servet olan coğrafi durumu; ve bir de Türk milletinin, silâh kadar, makine da tutmaya yaraşan kudretli eli ve millî olduğuna inandığı işlerde ve zamanlarda, tarihin akışını değiştirir kahramanlıkla beliren, yüksek sosyal benlik duygusu” demiştir. Bir başka sözü ise aynen şöyledir; “Yeni Türkiye devleti cihangir bir devlet olmayacaktır. Fakat yeni Türkiye devleti bir ekonomik devlet olacaktır”.
      Atatürk, emanetlerinin ve bağımsızlığımızın korunmasında Türk gençliğine büyük bir güven duymuştur. Demiştir ki;
-“Bütün ümidim gençliktedir”.
-“Gençlik geleceğin ışığıdır”.
-“Gençler, siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız”.
-“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki, hiçbir şeyi unutmayacaktır. Gelecek umudunun ışıklı çiçekleri onlardır”.
Gerçekten de dediğini uygulamış, “Ey Türk Gençliği” diye başlayan hitabesinde bunu daha net bir şekilde ifade etmiştir.
Türk gençliği, emanetlerin sahipliğini ve kendisine verilen görevleri unutmayacaktır.

İsmail KARA

1 yorum:

  1. "Bu millet, bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır" M.Kemal AATATÜRK

    YanıtlaSil